Bu söz normalde "Eşek hoşaftan ne anlar" diye bilinir. Ama bir kaç dizi de bunun yanlış olduğunu, doğrusunun "Eşek hoş laftan ne anlar." şeklinde olduğunun söylendiğini duydum. Ve çevremdeki kişilerde de atasözünün yanlış bilindiğini gördüğüm için bunun hakkında da bir yazı yazmak istedim.

Sözün doğrusu "Eşek hoşaftan ne anlar. (suyunu içer tanesini bırakır)" şeklindedir. Anlamı ise; bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin farkına varamaz, değerini ölçemez şeklindedir.

Bunu Türk Dil Kurumu web sitesindeki Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünden kontrol edebilirsiniz.

Mahir Önem DOST

Kaynakça:
Türk Dil Kurumu (www.tdk.gov.tr)

Günümüzde yerini başkent kelimesine bırakmış, Osmanlı Devleti zamanında kullanılan sözcüktür.

Örnek cümle: “Ertesi gün Konya ovalarından payitahta, uzaklardaki İstanbul'un yüksek mavi gölgesine doğru süratle geçiyorduk.” -H. S. Tanrıöver.

Mahir Önem DOST

Kaynakça:
Türk Dil Kurumu (www.tdk.gov.tr)

Osmanlı'da yaya bağlanan ipe çile denilirdi. Okçu olmak isteyen kişi önce boş yayı eline alır kaslarını güçlendirmek için boş boş çileyi çekerdi. Yeteri kadar çile çektikten sonra bir ustadan eğitim alarak ok atmaya başlardı.

İşte buradan "çile çekmek" bizim bildiğimiz "büyük sıkıntı ve üzüntü içinde yaşamak" anlamındaki halini almıştır.

Mahir Önem DOST